5 Ağustos 2011 Cuma

"Biz Bozcaadadaydık"

   Aylinle her yaz sonunda "Bu yaz çok güzeldi kuzen, en iyisiydi." deriz birbirimize. Kendisi benim biricik kuzenim, kardeş yarımdır. Bir hafta görüşmeyelim, o hafta bize ay gibi gelir telefona sarılırız. Yine beraber tatil yaptığımız çoğu yazdan biriydi bu. Asos sonra Bozcaada yazıydı. Bozcaada diğer adıyla Tenedos tek kelimeyle "şahane"idi.

   Hikaye iki kızın ve iki erkeğin adaya ayaklarını basmalarıyla başlıyor. Biz ne yapalım diye düşünürken pekmezli koltuğa sahip bir araba durdu yanımızda. İçinde tanımadığımız iki komik adam, diyormuşum. Aslında pek yalan da sayılmaz. Kim olduğumuzu aynı okulda olduğumuzu az çok bilmemize rağmen, birbirimizi tanıyor sayılmazdık. Bindik arabaya dedik nereye, dediler şarap tatmaya mahzenlere. Daha güzeli olamazdı zaten.

Merhaba CORVUS!




  Corvus şaraplarının üzümleri adada bağlarda yetişiyor. Bu yüzden pek bir ucuzlar, ama bir o kadar da lezzetliler.

  Orada ki tadım işleri bitince döndük merkeze. Taha Dağlı bizi başka bir yere götürdü. Ama en güzeli Sevgili Sezgin abinin yeriydi. Kendisi İstanbul düşmanı, ada bağımlısı. Tatlı, huysuz, komik bir amca. Bize şarap da verdi kadeh ve peynir de. -peynir pek bir acıydı, sevgili bekçi köpeğine selamlar.- Bindik arabaya, biz geliyoruz Rüzgargülleri. Dediler ki buraya geldik günbatımını izlemeden gidemeyiz. Gittik oturduk, açtık karalahnamızı, çıkardık peynirimizi.

Dizildik yanyana.
Uçurumun kenarına.
Güneşin karşısına.
Rüzgargüllerinin önüne.




Yeni tanıştık ama yıllardır tanışıyor gibiydik. Güneş ihanet etti. Batar gibi yapıp bulutların arkasına saklandı. 




Birand Özer dj lik yaptı, Taha Dağlı organizatör olmuş onunla uğraştı, ben kaç bardak içebilirim diye hesaplarken Aylin Atıl afiyetle bitirdi hepsini. Dönüş yolunu gece zor bulsak da döndük. Akşam acıktık balık restaurantı bize et yaptı. Taha rakı açtı benim zayıf bünyem ona eşlik etti. Birand ile Aylin şifrelerle ilgili bilgili konuşmalar yaparken bizim kafamız karıştı. Sonra şaraplarımızı alıp kayalıklarda dertleştik.

Ertesi gün de muhteşemdi, deniz kum güneş, okey günüydü.









  Okeyde baya iyiydik... Ama baya. :) Yendik, istediğimizi yaptırdık - nasıl yendik orası biraz uzun hikaye -
   "https://www.facebook.com/video/video.php?v=10150241914384545"




  Bol bol fotoğraf çektik. Herkes hayatından memnundu. Ada hepimize huzurlu geldi. Bunu baya tartıştık ."Bu kadar sakin insanlar değiliz aslında, normalde." Hiç yakınmadık. Birbirimize yettik. Tenedos'un kendine ait büyüsü var. İnsan farklı hissediyor orda.

Hepinize kucak dolusu öpücükler;




Aylin Atıl, Birand Özer, Taha Dağlı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder